top of page

DoS/DDoS Saldırı Tespiti ve Korunma Yolları


DoS/DDoS SALDIRI TESPİTİ


DDoS Saldırılarından korunmanın ilk adımı DDoS saldırılarını erken tespit etmekle başlamaktadır. DDoS saldırıları yoğun bir ağ trafiği oluşturarak hizmetin yavaşlamasına veya hizmete erişilmesine engel olmaktadır. Bu sebeplerden dolayı DDoS saldırını erkenden tespit etmek için incelenmesi gereken birkaç yer vardır.



Aşağıda incelenmesi gereken yerlerden bahsedilmektedir:



TRAFİK ANALİZİ


Trafik analizi, ağda geçen veri paketlerinin detaylı olarak incelenmesi ve değerlendirilmesini ifade eder. Bu süreç, ağ performansının optimize edilmesi, güvenlik ihlallerinin tespiti ve kullanıcı deneyiminin iyileştirilmesi gibi amaçlarla kullanılır. Özellikle DDoS saldırıları gibi tehditlerin erken tespiti için önemlidir. Anormal trafik seviyeleri ve farklı kaynaklardan gelen yoğun trafik, potansiyel saldırıların işaretleridir. Bu nedenle, trafik analizi ağ güvenliği stratejilerinde merkezi bir role sahiptir, çünkü erken tehdit tespiti ve önlemler alma imkanı sağlar.



DAVRANIŞ TABANLI ANALİZ


Davranış tabanlı analiz, ağda normal davranış kalıplarını öğrenip bunlardan sapmaları tespit eden bir güvenlik yöntemidir. Anomali tespiti, siber tehditlerin belirlenmesinde temel rol oynar ve sıfırıncı gün saldırıları gibi bilinmeyen tehditlere karşı etkili bir savunma sağlar. Sistem, sürekli olarak ağ trafiğini izler, öğrenir ve gelecekteki saldırılar için referans modeller oluşturur. Önceden belirlenen veriye göre büyük sapmalar tespit edilirse, bu potansiyel bir saldırı olarak değerlendirilir. Sürekli analiz sayesinde yeni normal davranışlar öğrenilir ve daha doğru tehdit tespiti yapılabilir.



KAYNAK KULLANIMI İZLEME


Kaynak kullanımı izleme, IT altyapısındaki bileşenlerin performansını optimize etmek ve olası sorunları erken tespit etmek amacıyla sürekli olarak kaynakların gözlemlenmesi ve kaydedilmesidir. Bu yöntem, özellikle DDoS saldırıları gibi tehditlerin erken aşamalarda tespit edilmesini sağlar.


Örneğin, bant genişliği kullanımındaki anormal artışlar, DDoS saldırılarının kritik bir işareti olarak kabul edilir ve bu tür anormalliklerin izlenmesi, saldırıların tespit edilmesine olanak tanır. Bu bilgi, güvenlik ekiplerinin hızlı müdahale edebilmesi ve saldırının etkilerini azaltması için kritiktir. Sonuç olarak, kaynak kullanımı izleme, proaktif bir güvenlik stratejisinin temel taşlarından biridir ve iş sürekliliğinin sağlanması için önemlidir.



ÜÇÜNCÜ TARAF MONITORING HİZMETLERİ


Üçüncü taraf monitoring hizmetleri, ağ trafiğinin sürekli gözetimi ve analizi yoluyla işlev görür. Bu hizmetler, normal ağ trafiği paternlerini temel alarak bir referans profil oluşturur ve bu profili temel alarak, profile uymayan herhangi bir trafik akışında uyarı vererek, anormal durumların tespitine yardımcı olur. Anormal durumlar, bant genişliğinin aşırı kullanımı veya farklı coğrafyalardan gelen beklenmedik istekler gibi durumları içerebilir. Bu yaklaşım, özellikle Dağıtık Hizmet Reddi (DDoS) saldırıları gibi potansiyel tehditlere karşı proaktif bir savunma mekanizması sağlar, böylece ağ yöneticileri ve güvenlik uzmanları, tehditlere hızlı bir şekilde müdahale edebilir ve ağın güvenliğini korumak için gerekli önlemleri alabilir.



DoS/DDoS SALDIRILARINDAN KORUNMAK


DDoS (Dağıtık Hizmet Reddi) saldırıları, hedeflenen sistemlerin veya ağların servis dışı bırakılmasını amaçlayan zararlı girişimlerdir. Bu saldırılar, ağ kaynaklarını aşırı yükleyerek veya sistemleri meşru kullanıcı trafiğine kapatarak işlevsiz hale getirir. Etkili bir koruma ve savunma stratejisi, bu tür saldırılara karşı önemli bir koruma sağlar.



Güvenlik Duvarı (Firewall)


Güvenlik duvarları, gelen ve giden ağ trafiğini izleyen ve belirli güvenlik kurallarına göre bu trafiği kontrol eden ağ güvenlik cihazlarıdır. Temel işlevi, güvenilir iç ağı dış tehditlere karşı korumaktır.


Saldırı Tespit Sistemleri (IDS)


IDS, ağ trafiğini sürekli olarak izleyerek ve analiz ederek potansiyel tehditleri veya politika ihlallerini tespit eden sistemlerdir.

Potansiyel saldırıları tespit edip bu tespiti saldırı önleme sistemlerine (IPS) aktarır.



Saldırı Önleme Sistemi (IPS)


IPS, IDS'nin işlevselliğinin bir adım ötesine geçer ve tespit edilen tehditlere karşı otomatik olarak müdahale edebilir. Bu sistemler, ağ trafiğini analiz eder, tehditleri saptar ve tanımlanan politikalara göre zararlı trafik akışını engelleyebilir veya düzeltebilir.



Hızı Sınırlamak

 

Sunucuya yönelik aşırı trafik yüklemesini önlemek için belirli bir zaman diliminde kabul edilecek istek sayısını sınırlamak, DDoS saldırıları gibi saldırılara karşı önleyici bir önlem olarak işlev görür. Ancak, karmaşık saldırı senaryolarında yetersiz kalabilir. Bu nedenle, istek sınırlama tek başına kullanılmamalıdır. Güvenlik duvarları, saldırı tespit sistemleri ve DDoS hafifletme servisleri gibi diğer savunma mekanizmalarıyla birlikte kullanıldığında daha etkilidir. Bu çok katmanlı savunma stratejisi, sunucunun güvenliğini artırır ve potansiyel saldırılara karşı daha kapsamlı bir koruma sağlar.



Anycast Ağ Dağıtımı

 

Anycast, gelen istekleri coğrafi olarak farklı konumlarda bulunan birden fazla sunucu arasında dağıtan bir ağ yönlendirme metodudur. DDoS saldırıları durumunda, eklenen trafik ağ tarafından dağıtılır ve absorbe edilir. Anycast'in etkinliği, ağın büyüklüğü, yapılandırılması ve yönetimi gibi faktörlere bağlıdır. Bu yöntem, saldırı yükünü birden fazla sunucu arasında paylaştırarak ağın saldırıyı daha etkili bir şekilde absorbe etmesini sağlar.



Bant Genişliğini Arttırmak

 

DDoS saldırıları nedeniyle ağınızda trafik sıkışıklığı yaşanıyorsa, bant genişliğini artırmak, işletmenizin daha büyük bir trafik hacmini kaldırabilmesini sağlar ve ağınızın saldırı altında dahi erişilebilir kalmasını sağlar.


Ancak, bant genişliğinin artırılması tek başına tüm DDoS saldırı türlerine karşı tam bir çözüm sağlamaz. Özellikle hacimsel saldırılar, genişletilmiş bant genişliği kapasitelerini dahi zorlayabilir. Bu nedenle, bant genişliğinin artırılması, çok yönlü bir savunma stratejisinin sadece bir parçası olmalıdır. Bu strateji, güvenlik duvarları, saldırı tespit ve önleme sistemleri (IDS/IPS), trafik analizi, anomali tespiti ve DDoS hafifletme servisleri gibi ek önlemleri içermelidir.

 

Bkz: Bugüne kadarki en büyük DDoS saldırısı 2017 yılının Eylül ayında gerçekleşti. Saldırı, Google hizmetlerini hedef aldı ve 2,54 Tbps boyutuna ulaştı. Google Cloud, saldırıyı Ekim 2020'de açıkladı.

 



Content Delivery Network (CDN)

 

CDN (Content Delivery Network - İçerik Dağıtım Ağı) hizmetleri, DDoS (Dağıtık Hizmet Reddi) saldırılarından korunma açısından önemli bir role sahiptir. CDN'ler, içeriği kullanıcılara daha hızlı sunmak ve web sitesi performansını artırmak için dünya genelinde dağıtılmış sunucu ağları kullanır.



Trafik Dağılımı

CDN'ler, trafik akışını geniş bir sunucu ağı arasında dağıtarak çalışır. Bu, tek bir sunucunun veya kaynağın saldırı altında aşırı yüklenmesini önler. Bir DDoS saldırısı gerçekleştiğinde, saldırının yükü CDN ağının çoklu noktaları arasında paylaşılır, bu da her bir sunucunun daha az etkilenmesini sağlar.


Coğrafi Yakınlık

CDN'ler, kullanıcı isteklerini coğrafi olarak en yakın sunucuya yönlendirir. Bu, saldırı trafiğinin de coğrafi olarak dağıtılmasına neden olur, böylece hiçbir bölgesel nokta aşırı yüklenmez. Ayrıca, saldırının kaynağı belirli bir bölgeden geliyorsa, bu saldırının etkisi o bölgeye yakın sunucularla sınırlı kalabilir.


Gelişmiş Güvenlik Özellikleri

Birçok CDN sağlayıcısı, DDoS saldırılarını tespit etmek ve hafifletmek için gelişmiş güvenlik özellikleri sunar. Bu özellikler arasında otomatik saldırı tespiti, trafiği analiz etme ve şüpheli trafiği filtreleme yetenekleri bulunur. CDN sağlayıcıları, genellikle bu tür tehditlere karşı korunmak için sürekli olarak güncellenen güvenlik protokolleri ve algoritmaları kullanır.


Anlık Tepki ve Ölçeklenebilirlik

CDN'ler, büyük miktarda trafik artışını yönetme kapasitesine sahiptir ve bu, ani trafik piklerini hızlı bir şekilde absorbe etmelerini sağlar. Bir DDoS saldırısı sırasında, CDN ağı gerektiğinde otomatik olarak ölçeklenebilir ve ek kaynakları devreye alabilir, böylece hizmetlerin sürekliliği korunur.



Bulut Tabanlı Hizmetler


Bulut tabanlı hizmetler, DDoS (Dağıtık Hizmet Reddi) saldırılarından korunma açısından önemli avantajlar sunar. Bulut teknolojisi, esneklik, ölçeklenebilirlik ve geniş dağıtım kapasitesi sayesinde, saldırılara karşı dayanıklılığı artırır ve hafifletme çabalarını destekler.



Ölçeklenebilirlik

Bulut hizmetleri, talebe bağlı olarak kaynakları dinamik olarak ölçeklendirme yeteneğine sahiptir. Bu, büyük hacimli DDoS saldırıları sırasında bile, hizmetlerin kesintisiz devam etmesini sağlar. Saldırı trafiği arttığında, bulut hizmetleri otomatik olarak ek kaynaklar sağlayabilir, böylece sistemlerin aşırı yüklenmesini önler.


Dağıtık Kaynak Yapısı

Bulut altyapıları, genellikle coğrafi olarak dağıtılmış birden fazla veri merkezi üzerine kuruludur. Bu dağıtık yapı, DDoS saldırılarının etkisini azaltmada önemli bir rol oynar, çünkü saldırı yükü birden çok lokasyon arasında dağıtılır ve böylece tek bir noktanın hedef alınması zorlaşır.


Gelişmiş Güvenlik Özellikleri

Bulut sağlayıcıları, genellikle gelişmiş güvenlik özellikleri ve DDoS hafifletme çözümleri sunar. Bu, trafik analizi, saldırı tespiti ve otomatik saldırı hafifletme mekanizmaları içerebilir. Kullanıcılar, sağlayıcının uzmanlığından ve sürekli güncellenen güvenlik önlemlerinden yararlanır.


Anında Tepki ve Olay Yönetimi

Bulut sağlayıcıları, DDoS saldırılarını anında tespit edebilme ve buna karşı otomatik önlemler alabilme kapasitesine sahiptir. Bu hızlı tepki süresi, saldırıların erken aşamalarda hafifletilmesine ve potansiyel zararın azaltılmasına olanak tanır.



Güvenlik Testleri


Sızma testleri bir organizasyonun bilgi güvenliği altyapısının güçlü ve zayıf yönlerini değerlendirmek için gerçekleştirilen kontrollü saldırılardır. DDoS (Dağıtık Hizmet Reddi) saldırılarından korunma açısından, bu testlerin önemi, potansiyel savunmasızlıkların ve sistem zayıflıklarının proaktif bir şekilde tespit edilmesi ve giderilmesinde yatar.



Acil Durum Planı


DDoS (Dağıtık Hizmet Reddi) saldırıları, hedeflenen sistemlerin veya ağların kullanılamaz hale gelmesine neden olabilir. Bu tür saldırılar, işletmelerin operasyonlarını ciddi şekilde etkileyebilir, marka itibarına zarar verebilir ve mali kayıplara yol açabilir. Bu nedenle, acil durum planlarının hazırlanması ve uygulanması, DDoS saldırılarına karşı önemli bir savunma stratejisidir.



Acil durum planının önemi şu şekildedir:


Hızlı ve Etkili Yanıt

Acil durum planları, DDoS saldırılarının tespit edilmesi durumunda izlenecek adımları önceden belirler. Bu planlar, saldırıya yanıt süresini minimize eder ve organizasyonların hızlı bir şekilde harekete geçmesini sağlar.


Zararın Minimalize Edilmesi

Planlı bir yanıt mekanizması, saldırının etkilerini sınırlamaya yardımcı olur. Etkin bir acil durum planı, saldırı altındaki sistemlerin izolasyonunu, trafiğin yönlendirilmesini ve kritik operasyonların korunmasını içerebilir.


İş Sürekliliği

DDoS saldırılarına karşı hazırlıklı olmak, iş sürekliliğini sağlamak için kritiktir. Acil durum planları, işletmelerin saldırı sırasında ve sonrasında operasyonlarını sürdürebilmesi için gerekli adımları içerir.






KAYNAKÇA











63 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page